Bu 3. Bölüm, Antares tarafından yazılıp, Inana tarafından, eklemeler yapılıp, tercüme edilmiştir.

Bu yazılanlar, sanki Cobra konuşuyormus gibi düzenlenmiştir, ama bunlar bunlar onun bire bir söyledikleri değil, özetlenmiş halidir. Cobra bu yazılanları okuyup onaylamıştır.

Gül Kızkardeşliği ve Enerji Tanrıçası

~Yeni İletişim Araçları~

Isis:

Tanrıça enerjisinin artan akışı, her şeyi değiştirecek. Tabii ki bizlerin, birbirimiz ile olan iletişim şekillerimizi de etkileyecek.

İletişim içerisinde, Kelimelerin kendisi “bilgi paketleri” olup tüm iletişimin %7’sini oluşturur. Bu demek oluyor ki geri kalan %93, vücut dili ve niyetlenilen enerjidir. Çoğu birey, herhangi kötü bir şey ifade edilmese de bunun farkına varmaz ve kelimeler ile hissettikleri arasında karmaşa yaşarlar. Aslında algılanan, %93’lük iletişim bilgi kodlarının tetiklediği garip rezonansın kendi programlamasına verdiği tepkidir.

Gelecekte, telepatik ve içsel yetenekleri daha doğru iletişim için kullanacağız. Bu süreçte kendi ruhumuzla olan ilişkimizi aktive etmemiz gerek. Bu bağlantı kendimize şu soruları sorarak derinleştirilebilir: Bana dokunan nedir, Beni ne mutlu eder, Kalbimi böyle attıran nedir, Ruhumun beni yönlendirdiği yer burası,Beni yaşamaya iten şey bu. Bu ilk adım: Kendimizi tanımak, ve kim olduğumuzu bilmek. Varlığımızı gerçek ruhani var oluşumuz ile genişlettiğimizde, ilahi var oluşumuzla daha fazla uyum sağlanacak ve bu frekansı daha fazla çekecektir. Bu da daha mutlu bir iletişim demektir.

Kendi bilinç altımızda programlıyızdır (Bknz. Bölüm 1), hepimiz farklı renkli güneş gözlükleri ile dünyaya bakıyoruz. Çoğunluk ile diğerlerinin bizden farklı düşündüğünü, farklı hissettiğini ve iletişim kurduğunu algılayamıyoruz. Kendimiz ve diğerleri ile ilgili yeteri bilince erişemediğimizde ve kendimizi ifade etmeye çalışırken bir çok iletişim sorunları doğabilmekte ve bazen tamamen yalnız kaldığımızı ve kimsenin bizi anlamadığını düşünürüz. Şimdi ise biz sorumluluğu tekrar kendimize alıyoruz. Güzel zamanları yaklaştırmakta ve BİRLİKTE değişimin olmasına izin veriyoruz. Bu destek ile geçişin kalpten geçişine izin veriyoruz. Hatta bu değişimin tanıkları olma şansına sahip oluyoruz. Ve diğerlerinin başardığı bu değişimi onurlandırmaya yönelik kendimize izin veriyoruz. Bu başarıları onurlandırıp diğerlerinin ve kendimizin eski görüntülerinin gitmesine izin veriyoruz.

İletişim çok önemli olsa da henüz üzerinde yeteri kadar bilinç odaklanmamış durumda. Bunun yerine iletişim, ailelerimiz, öğretmenlerimiz vb. kişilerin hareketlerini rol alarak bize bilinç dışı “öğretilmiştir.” Tüm bu programlama, bir çok zorlayıcı-kurban durumu yaratmaktadır. Yeni enerjiler ile sadece kazan-kazan durumu oluşur. Yeni iletişim yöntemleri hayatın çok farklı alanlarında ortaya çıkacaktır. Örneğin; Ticarette kalite, kazanılan paradan daha önemli olacaktır. Derin saygı, dürüstlük ve doğruluk görünür olacak, bahaneler de bu yeni dünyada çok önemli ancak dürüst olacaklar.

~Boğaz çakrası~
Boğaz çakrası iletişim için önemlidir ama diğer çakralarda tamamen açık olmalı ki enerji akışı tam olsun. Yani, çakralar ile uğraşmak çok iyi ve bunun için bir çok araç mevcut. Özellikle Tanrıça enerjisi çok güçlüdür.

Eski yöntem öyle bir şekilde yaratılmıştır ki sadece konuşulan kelimeleri dinleriz ve çoktan cevabımızı düşünürüz. Ama herkes “sevgi” , “bilinç”, “irade” gibi kelimeleri duyduğunda farklı şeyler anlar. Bu yenilik ise, tüm varlığımızın dinlemesini sağlar.Kendimizi sessizlikte bulduğumuz da tüm varlığımız ile dinleriz. Diğer varlığın her açısını ve var oluşunun kendisini, biz kendi var oluşumuzda hissederiz.Hayatımızdaki Tanrıça enerjisinin akışının ilk adımı budur. Kendinizi dinlemeye teslim ediniz. Şu anın içinde dinleniriz ve cevap anında gelir. Bu şekilde yeni iletişim sanatı ile sorumluluğu alırız. Dürüstlük, saygı, empati, hassasiyet ve duygularımızı açıkça göstermek dişil gücün özellikleridir.

Önümüzdeki dönemde duygularımızı ve yeteneklerimizi neşe ve mutluluk içinde ifade etmek çok büyük önem taşımaktadır. İçinize bakın, size en çok ilham veren şey nedir, gecenin bir yarısı kalkıp o şeyi o anda yapmanızı sağlayan şey nedir? Onu bulun. Eğer o şeyi bulursanız gerçek tutkunuzu buldunuz demektir ve o şey sizi gerçek yolunuza götürecektir. Tüm bu araçları kullanın ve yolunuzu bu şekilde belirleyin.

Bazen, benzer fikirlere sahip insanlar ile bağlanmak cevapları kitaplar ya da seminerlerde aramaktan daha faydalıdır. Benzer ilgilere sahip kişiler ile birlikte olmak sizin eğlencenizi arttırır ve bununla kendinizi daha iyi ifade edersiniz. Gerçek keyif ve ilgi saygıyı tetiklemeye fazlasıyla yeterlidir ki kendi sınırlarınıza ve sevdiklerinizin sınırlarına kolayca saygı duyarsınız. Gerçekten gücü kullandığınızda başkalarına ve kendinize saygı duyar ve böylece “hayır” cevabında afallamazsınız. Kendiniz odaklı ve kalbi şuanda yaşayan kökler toprak anaya uzanan ve kanatları gökyüzünde açılan bir varlık olursunuz.

Gül Kızkardeşliği ile Tanrıçanın enerjisi Dünya’ya geri döner. Karşılaştırmasız bir olmanın, diğerleri ile kendini kıyaslamadığınız gerçek bilinç. Madde içerisindeki ruhun bir parçasıdır. Bu, koşulsuz sevgi, saygı ve anlayıştır. Hepimiz parlayan muhteşem bir elmasın farklı yüzleriyiz.
Isis, Hathor,Sekhmet,Bastet gibi Tanrıçanın farklı ifadelerinin hepsi Tek olanı ifade eder.

Bu anlayış şimdi dünyaya gelmekte. Kadın ve erkeklerin gerçek güçlerini ellerini almalarına ve hayatlarını yeniden yaşamalarına yardımcı olmakta. Erkekler için hislerini bastırmama ve kendilerini ifade etmeleri için bir uyanış çağrısıdır. Kadınlar için ise gerçekliklerinde var olmalarını eril olmadan yumuşak ve güçlü olmayı anda elde etmek demektir. İlahi çocuk ise erilliğin ve dişilliğin dengesinin sembolüdür. Yani Horus bunun sembolüdür ve Isis ile Osiris/Ashtar’ın çocuğudur. Tanrıçanın ilahi çocuğu olarak bu ilahiliği içimizde hissetmemiz normaldir. Kendimiz içerisinde bir denge kurmamızı ve Tanrıça enerjisinin içimizden akmasını sağlar. Tanrıça ile olan bağlantımız ile ruhsal dengemizi duygusal ve fiziksel olarak buluruz. Yeni tercihler ve bilinçler doğar. Vermek ve almak, hareket ve kabul dengelenir.

[Untwine’in notu: Önemli bir şey eklemek isterim. Bana göre ilahi çocukla bağlandıkça fark etmemiz gereken ilahi olanın fiziksel bir çocukla alakası yoktur.Her yetişkin bu arketipe sahiptir ve yaşımıza bakmaksızın bizimledir. Bu sebeple içimizdeki/ilahi çocuk reenkarnasyon döngüsü ile alakalı değildir. Dünyadaki fiziksel, bağımlı, gelişmemiş, otoriteye ihtiyaç duyan, kendine bakamayan çocukla alakası yoktur. İlahi çocuk hepimizin içindedir ve otorite ya da dışarıdan bir güce ihtiyaç duymadığını bilir. Önemli olan içimizdeki masumiyete bağlanma, merak ve keşfetme hissini anlama, doğal olma yani dünyayı görme şeklimizle ilgili daha önce hiçbir deneyimi olmayan ve kendimiz tarafından yazılmaya hazır boş bir sayfadır. Yani ilahi çocuk bu özelliklere sahip olup ayrıca kendisi bilecek ve kararlarını verebilecek şekilde özgür ve yeteneklidir. Hepimiz içindeki saf ilahi masumiyet budur.]

Antik zamanlarda Mısırda, kadınlar ve erkekler Tanrıçanın gizemleri ile uğraşmaktaydı. Bazı sembolleri,araçları ve bilgileri nasıl kullanabileceklerini öğrendiler ve gezegene Tanrıça enerjisini getirdiler. Bazı rahibeler sesi tam etki ile nasıl kullanacaklarını biliyordu. Yine de Tanrıça’nın en büyük gizemi hiç tartışmasız sessizlik’tir. Sessizlik, elde etme ve teslim olmanın ilk adımıdır. Ve teslim olmada Tanrıça ve Tanrı enerjisinin tüm vücutta var olmasına izin verir. Ruhun amacı yaratılmışların en üstününe hizmet etmektir. Her adım bir hayatı kutlama seremonisidir.Tanrıçanın varlığı ile doğal olarak yönetmenin ve ilahi enerjinin içimizden geçmesinin önünü açıyoruz.Tüm bu şeylerin bilgisi ve Mısır’daki rahibelerin öğretikleri bu yeni toplumda tekrar var olacaktır.
Bu bağlamdaki en önemli sembollerden biri Pentagram’dır. Pentagram beş elementi yani ateş, hava, su, toprak ve etherin dengesini gösterir. Büyülü bir rakamdır ve hayatı mümkün kılmak ancak bu 5 elementi birleştirmek ile mümkündür. Bizler bu beş elementi içeren birer mikro kozmozus. Fibonacci sarmalı ve kutsal geometri düzeni bize her embriyo her kabuk ve her DNA taşında kendi çoktan göstermektedir.
°°°°°°°°°°°°°°°

Cobra:

Kutsal semboller, kozmik enerjinin kendini gösteriş biçimidir. Galaktik merkezi ile samanyolu ikili spiral ve ilahi bir şekildir, sevgi denizi buradan beslenmekte.

~Malta Tapınağı~

Merkez ırk, gelişen ilk medeniyet oldu. Milyonlarca yıl önce merkez güneşe yakın yaşamaları ile bu galakside bilgeliği kazandılar. Bu canlılar, bilgeliği tüm galaksiye yaydılar. Bunlar temsilci, Yunanca Angelos’tan gelen, mesaj taşıyıcıları ve melekler olarak bilinirlerdi. Bunlar sadece eteric varlıklar değillerdi. Ayrıca kanatları olan canlılardı. Iona, Atlantis zamanında dünyaya bu gizemleri getiren kanatlı tanrıçaydı. Isis/Astara is onun öğrencisiydi. Iona dünyayı terk ettiğinde Tanrıçanın bilgisini hayatta tutma görevini Isis’e devir etti. Isis, Atlantis’te gizem okullarını kurdu ve çöküş gerçekleştiğinde yer altına girmek zorunda kaldı. Dünyadaki bu gizem okullarının asıl merkezi Mısır’dı. Bu alan, şuan ki tahminlerimizden daha büyüktü ve Akdeniz’deki bir çok adayı da kapsıyordu. Malta’da ana tapınak vardı ve ışığın sütunuydu. Efsaneye göre tapınak, devler tarafından inşa edilmiştir. Gül Kızkardeşliğinin ise Mısır’da binlerce yıl önce başlaması bu dönemdeydi. Gül Kızkardeşliği aydınlanmış yüce bilgeliğin ve yeteneklerin bir birleşimiydi ve tapınaklarda yaşayıp ayinlerini yaparlardı. Elbetteki çok güçlülerdi ve Arkon’lar bundan pek de hoşlanmıyorlardı. Arkon’lar tapınağı yıktı ve bütün bu bilgi yer altına gömüldü.

Arkon’lar elçiler gönderip Aton diye anılan kendi tanrılarına tapılmasını söyledi. Gizem okulları yasaklandı ve Isis tapınağı olarak gizlendi. Rahibeliğin çok güçlü oluşu kısa bir süre sonra Akdenizde yeniden ortaya çıkmalarını sağladı. Roma imparatorluğu döneminde Gül Kızkardeşleri ve tapınakları tıpkı Avalon’ların İrlanda’da yaptığı gibi tüm imparatorluğa yayıldı. Kızkardeşlik çok gizli yönetiliyordu ve sadece müritler neler yapıldığını biliyordu. Kızkardeşliğin dışında kimseye bu gizemleri söylemeyecekleri konusunda yemin ediyorlardı. Bu bilgiler, kendisine hazır olmayanlar için değildi. Eğer kitlelere aktarılsaydı, yanlış aktarım ve kullanımlar olabilirdi. Bu yüzden Tanrıçanın derin gizemleri sadece müritlere aktarıldı. Bu gezegendeki en gelişmiş canlı bile Tanrıçanın tüm gizemlerini kavramaya yakın değildi. Programlama, bir çok ışık işçisinin bildiğinden daha derin.

Zamanla ve Hadise’den sonra, tüm gizemler, onları almaya hazır olanlara açılacak. Tanrıçanın isminin basit gizemi her an verilebilir: Ruhun ölümsüzlüğünün sırrı.

Yine Roma zamanında, Arkonlar, gizemi yok etmek istedi. 4. yüzyılda Konstantin tüm dinlerin bir araya geldiği tek bir din oluşturmak istedi. İmparatorluğun her yanından rahiplerin bir araya gelmesi istendi ve tabii ki bu da çok bilinen Nicea konsülü idi. Bütün rahipler dökümanı imzalamak zorundaydı ve aksi taktirde muhafızlar, odadan canlı çıkmalarına izin vermeyecekti. Nicea belgesi katolik inancın hala devam eden kitle kontrol aracıdır. O günden sonra, Roma imparatorluğunda her şey yasaklandı. Tanrıçanın gizemi yazılı formda var olamadı. Tapınaklar yıkıldı, rahibeler ve rahipler öldürüldü. Sonraları ise gizlice organize olan Kızkardeşlik gizemi semboller ile gizlice aktarmaya başladılar, mimar, resim ve müzikte bu semboller görülebilmekteydi. Chartes katedrali bu sembollerin çokça görülebildiği bir yapıdır. Kutsal Kase mimari ve şiire katılarak bu semboller arasına eklendi. Başka bir sembol ise gül şeklini almış Tanrıça idi yani gülün kendisi de tanrıçanın gizeminin bir sembolü idi ve şiir ve resimde görülmekte idi.
Katolik kilisenin hiçbir zaman ele geçiremediği “Kırmızı Kitap” adında gizli bir kitap var. Anneden kızına geçen bir kitap bu.

Gül Kızkardeşliği politik arenaya sahne arkasından birçok kez müdahale etti. Eva Braun ile kız kardeşlik iletişime geçtiğinde Hitler ile ilgili olan buydu. Böylece daha kötü senaryolar önlenebilmişti. Selahattin döneminde bir çok savaş engellenmiş ve GülKkızkardeşlerinin etkisi ile barış yapılmıştır. Richard Löwenherz yaralı iken kendisine yeni bir ordu gönderilmiştir. Tarihteki tamamen mantıksız manevralardır bunlar. Dünyadaki atomik savaşı önleyenler Gül Kızkardeşleridir. Tanrıça barış istediğinde barış olur.

Hadise’de Gül Kızkardeşleri enerjiyi sessizlik ve barıştan alacaktır. Kitleler neler olduğunu anlamayacak ve bir süre acı çekecektir ancak Kızkardeşler bu durumu meditasyonları ile dindireceklerdir. Bu demek oluyor ki Hadise’de çok önemli bir role sahipler. Bir çokları bunun anlamını henüz kavrayamasalar da, grupları şimdiden oluşturmak önemli. Böylece Hadise’de her şey huzurlu bir şekilde geçecektir. Gül Kızkardeşliğini oluşturan grubun aynı zamanda Hadise’nin eril tarafında da bir araya geldikleri görülmektedir. Bunlarda Hadise Destek Gruplarıdır. Diğerleri henüz uyanmadıklarındaki durum budur. Her halükarda bu süreçdeki kendi rolünü keşfetmek ve iç rehberini izlemek her zaman iyidir.

°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°

İsis:

Pentagram aynı zamanda tanrıçanın bir sembolüdür ve yıldızın etrafındaki hala koruma anlamına gelmektedir. Tanrıçanın enerjisi çok yumuşak ve aynı zamanda çok çok güçlüdür. Buna yaratılış enerjisi denir. Tarih boyunca karanlık güçler defalarca bu enerjiyi alt etmeyi denediler. Güçlü kadınlar,sağlıkçılar ve ” cadılar” gerçekte yüksek rahibelerdir. Gül Kızkardeşliği sayesinde kadınlar ve erkekler geçmişte ellerinden alınmış olan yaşam enerjisi ve yaşama gücünü yeniden ele geçirebilirler.

~ Asıl Yaratılış Dizaynı ~
Evrendeki önemli noktalardan biri de özgür iradedir. Özgür irade tanrıça ve tanrıya olan sevgiyi özgürce ifade etmek demektir. Tanrıça hakkındaki bilgimiz bize özgür irademize ulaşma fırsatı veriyor. Özgür irademizden ,orjinal tasarımımızdan üstün olan hiçbir şey yoktur. Özgür irademiz her şeyden üstündür ve saygıya layıktır. Dini sistemler özgür irademizden korkmaktalar ve geçmişte birçok kez kadınlar bu sistemlere teslim olmayı reddettiler. Bilgelikten ,ruh doğar. Eğer özgür irade kutsal olanla uyum içindeyse,başkasının iradesi asla kısıtlanamaz ve her şey bütünün iyiliği için oluşur. Yaratılışmızda olması planlanan da budur.
Dengeyi geri getirmeye çalışırken rekabeti ve karşılaştırma duygusunu bir kenara bırakarak kendimizi ifade edebilmemiz çok önemli. Buna kendimizi başkalarıyla kıyaslamayı bırakarak başlayabiliriz. Kaynağını rekabetten alan – ki bunun amacı tanrıçanın enerjisini alt etmektir- eski sistem daha fazla hüküm süremez. Özellikle kadınlar artık birbirleriyle yarışmak ve savaşmak yerine birbirlerine destek olmayı seçmişken. Kadın olarak başka kadınlara destek olmayı öğrenmek , asıl önemli olan bu. Gül Kızkardeşliği tekrar oluşması için temel nokta budur çünkü İsis Rahibeliğine adım atmak isteyen adayların oluşturduğu asıl düşünce birbirlerine destek olan kadınlardır. Kutsalın, Tanrıçanın pek çok yüzeyi vardır ve tanrıçanın enerjisini temsil eden bu yüzeyler tek bir kadın tarafından ifade edilemezler, pek çok rengi ve yöntemi içeren bu yüzeyler bir araya gelerek tek bir tanrıça elmasını oluştururlar. Bu kutsalı maddeyle birleştirmenin ilk adımıdır.
Tanrıçanın enerjisi, kendisini, kendisiyle besler ve yüksek çekim gücüne sahiptir. Tanrıçanın enerjisine ulaşabilmiş bir kadının ilgi görmek için savaşmasına gerek kalmayacaktır çünkü benliği bir mıknatıs görevi görür, böylece ilgiyi “kendisi” olmayı başararak üstünde toplayacaktır. Eril enerji elektrik yapıdadır, yani bu iki enerji başka hiçbir şeyin etkisine ihtiyaç duymadan zaten sürekli birbirleriyle etkileşim halindedirler. Kutsal dişi ve kutsal eril, doğal yapıları gereği sürekli birbirlerinin çekim alanındadır ve buna yaradılış denir.

Kendimizi kendi içimizde bulmaya devam ettikçe, bu iki enerji asıl halleriyle karşımıza çıkar, bu aynı anda manyetik ve elektrik olmamız demektir. Bu yine içimizde dişi/erkek aslanın gücüdür. Mısır Sfenksi içimizdeki aslanı simgelemek amacıyla bir aslan bedenine ve bir kadının yüzüne sahip olarak tasvir edilmiştir. İki enerjiyi dengede tutabilen kadın ve erkekler aslanın enerjisinin taşıyıcılardır.
Birçok Tanrıçanın, belirli bir özelliği simgelemek amacıyla, yanıbaşlarında bir hayvan bulunur. İsis’in hayvan sembollerinden biri güvercindir.
Atlantis/Mısırda yaradılışın potansiyelini anlatmak amacıyla Ankh’a , yaşamın anahtarına, yaşamın nefesine dair öğretiler kullanılmıştır. Ankh aynı zamanda bir meleğe, bir anahtara , bir insana (Untwine’dan not: Ankh aynı zamanda Yoni ve Lingam’ı da sembolize eder) benzer – ankh aynı zamanda açık uçları olan iki sonsuzluk sembolünün üstüste getirilmesi olarak da görülebilir-ve “kollar” ve “ayaklar” uçları açık iki sonsuzluk sembolüdür, bu sonsuz bir döngüden ,bir şeyi hayata getirmek anlamına gelir. İsis nefesini Ankh’a üfleyerek Osiris’i hayata geri döndürmüştür. Ankh aynı zamanda yüksek benliğe ulaşmak için kafa üzerinde tutulabilir yada ruhsal dünyayı görmek için bir mercek görevi görebilir. Gül Kardeşliğinde sorumluluk almak ve ruhsal enerjiyi bedene çağırmak için kullanılır. İsis’in en büyük gizemlerinden biri Ankh’ı kullanarak ruhu maddeye dönüştürmektir.

Artık, güçlenen iyi enerji canlı olmayan, sentetik olan her şeyi yok ediyor. Yani karanlık güçler Tanrıçanın gücüne karşı durabilmek için ellerinden geleni yapıyorlar çünkü kutsal enerjiyle dolu olmadıklarından yok edileceklerinin farkındalar. Galaktik konfederasyon ve merkez güneşten bize destek geliyor. Merkez güneş dev bir tanrıça ve bilindiği gibi spiral şeklinde hareket ediyor. Bu Tanrıçanın enerjisinin ve bilincinin bir döngüde olduğunun göstergesi. Tanrıçanın bilinci ve gücü bir döngü bilincidir. Döngü bilincinin ne olduğunu anlamaya başladıkça bu bilincin içimizden akmasına izin vererek, Tanrıçanın enerjisine kanal görevi görmesi gerekenlerin de bizler olduğunu anlamaya başlıyoruz.
İsis ve Osiris güç dengesinin arketiperidir. Haklarındaki efsaneye göre aşkları o kadar kuvvetlidir ki bütün kötülükleri yenmelerini sağlar.
Yaradılış enerjisi , kutsal annenin enerjisidir. Anne doğaya teslim olarak yaşamı doğurur. Doğum sırasında direnmek daha çok acıya sebep olur. Eğitimimiz ve düşünce sistemimiz bu enerjiye direnmemize sebep oluyor. Tanrıçanın enerjisine teslim oldukça her şeyin doğumu daha basit ve eğlenceli hale gelecektir. İsis efsanesine göre süt, kutsal çocuğun içerek yaşamı elde ettiği kutsal içecektir. Hathor’un güneşin etrafındaki inek boynuzlarıyla betimlenmiş tacı bunun en güzel tasvir edilmiş halidir. Boynuzlu inek, kutsal içeceği ,sütü veren kutsal bir hayvandır. Bu sihirdir, doğanın bir gizemidir. Dişi bedeninde, rahimde ve sonrasında göğüslerde, yaşam vermeye, yaşamı korumaya ve beslemeye yönelik her şey mevcuttur. Aynı durum hayvanlarda da vardır, yaşam tohumdan gelir ve yaşamın devam etmesi için gereken her şey zaten tohumda bulunur.
5 rakamı karşımıza tekrar çıkıyor, beş el parmağı, beş ayak parmağı ve beş elementte.
Bu konferansı, enerjilerin dengede olduğu, ekinoks tarihlerinde veriyoruz. Ekinok yeni yaşamın doğumudur. Gezegen üzerindeki her şeyi şimdi dengeye kavuşmaya başlıyor. Bu ritim, bu baskı ve rahatlama hissi, evrenin kalp atışlarıdır. Dünya, evrenle birlikte, okyanustaki bir dalga gibi, gel-git gibi, aynı ritimde hareket ediyor. Tanrıça ve Tanrının enerjisi de öyle. Canlılık ve doğallığın dengesi.

Konferans notları sonu.

Çeviri: Sefa Erdem

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz